Tuesday 25 June 2013

Kızımla ilk gezmelerimiz

Doktor ziyaretleri dışında kızımla ilk gezmemiz 40'ı dolduğu gün arabaya yerleştirip anneme süpriz yapmam olmuştu. Evden eve gitmek hiç düzenini bozmadı, bu da tabi bayağı mutlu etti beni. İkinci gezmemiz doktor ziyareti sonrasında bir akrabaya gitmek oldu. Ama bu biraz sıkıntılı bir ziyaret oldu, öncesinde 2 saat dışarıda olmak, bebeğimin uyumaması, sanırım bir de yabancı ev huzursuzlanmasına yol açtı. Yarım saatlik hızlı bir ziyaret sonrası hemen eve döndük.

Son yaptığımız gezi 'bebeğimin hayatının turu' oldu:)5 saat açık havada durduk! Arkadaşlarım, onların çocukları ve biz açık havada olmaya karar verdik. Henüz 2. ayını doldurmayan kızımla bu gezi biraz ürkütücü olsa da, eve yakın olmamız cesaretimi artırdı. Süper hazırlıklı çantamız, çok rahat arabamızla gezimize çıktık ve pek güzel, tatlı, keyifli bir şekilde bitirdik. Son yarım saat artık acıktığı ve emzirmem gerektiği için ağlaması dışında, kendi kendine uyudu, uyandı, mamasını yedi ve bir kere de bez değiştirdi.

Bu gezi o kadar iyi geldi ki gece uykusunu 7 buçuk saate çıkardı:) Bakalım devamı gelecek mi?

Bebeğin gezi çantasında neler var?
Bez (6-7 tane), ıslak mendil, pamuk,  alt değiştirme bezi,body, tulum, yelek, çorap, şapka, ağız mendili (2-3 tane), küçük kavanozlarda mama, yedek biberonu, yedek emziği, bebek termosu (ısısı mama için yeterli su bulunan), kirli poşetleri...Bebek battaniyesi de şart, kaç tane olsa da yetmeyen bir şey şu battaniyeler:)

Doğum zamanı geldi!

Evet, gel zaman git zaman ve gerçekten de zaman geçiyor, gidiyor...Son 2 haftaya kadar oldukça sağlıklı ve gezenti bir şekilde geçirdiğim hamileliğim iyice ağırlaşmıştı. Ağırlaşma, yorgunluk, kasılma ağrıları, uykusuzluk, sabırsızlık gibi durumları da peşi sıra getiriyor.
Gebeliğim boyunca ultrasonda bebeğin 'biraz iri' olduğu görülüyordu. Doktorum iriliğe rağmen normal doğum taraftarı olduğu için sezeryana beni yönlendirmedi. Ama artık muayeneler 3 güne düştüğünde, biraz şüpheye düşmüş ve 'sezeryan da olabilir'demeye başlamıştı. O kadar kasılmam oluyordu ki, sezeryan yerine normal yapabileceğimi düşünüyordum.
Ve zaman yavaşladı, çünkü beklenen tarihi geçmeye başladık...1..2...3...4...derken 5. gün kontrolümde, artık bebeğin iri olduğu da kesinse sezeryan istediğimi söyledim. Benim genelde kararlarım böyle ani olur, öyle ki eşim olmadan gittiğim bu kontrolden, 5 saat sonra sezeryana girmeye karar vermiş bir şekilde çıktım:)
Çok büyük bir heyecan, inanılmaz kıpır kıpır bir his yaşadım o beş saatte...
Yemek yememeyle başladım tabi o heyecana, arkadaşlara haber verdim, eşimi razı ettim, ailemi hazırladım derken...çantamızı alıp yola çıktık.
Bu arada önceden yazdığım gibi çevremde bir çok kişi epidural anesteziyle doğum yaptırmış olsa da ben normal doğum olacak diye, o konuya pek eğilmemiştim.
TOBB ETÜ'de doğum yapmak bir çok açıdan rahatlatıcı oldu, aslında korkularım azaldı diyemiyorum çünkü korku hissetmedim hiç:) Sadece bebeğimi görebileceğimi düşündüğüm kocaman bir heyecan bulutu...
Ameliyat önlüğü giyme, epidural anestezi için anestezi doktorunun gelmesi, iğne-uyuşma, tansiyon düşmesi, tekrar toparlanma, ameliyathaneye doğru gitmek için uzanma...bu kısımda önemli bir sorun yaşadım ama bunu bir sonraki yazıda yazacağım.
Sedyeyle odadan çıkarken, ailemin heyecanı, benim ağzımın kulaklarıma varması, pırıl pırıl gözler...son anda doktorumun eşimi de 'e gelmiyor musun' deyip alması en büyük süpriz oldu:) Eşimle sadece son anda fotoğraf çeker diye önceden konuşmuştuk ama bir baktım ki ameliyathanede, önlük ve maskeyle yanı başımda...Düşününce iyi ki gelmiş diyorum...Eşim kameraya çekiyor, anestezist başımda bana destek oluyor. 'Haydi bakalım, hop' derken belki 2 ya da 3 dakika sonra 'O bu bebek 2 aylık gibi' sesleriyle bebeğimin ağlayışını duyuyorum...Daha sonra kamerayı seyrettiğimde bundan sonra eşim gülmeye başlıyor, ben 'ahlar oflar' arasında 'bu bebek benim mi, kocaman, çok tatlı'diyerek ağlamaya başlıyorum...
bebeğin ilk muayenesi, bizim ortamıza verilmesi, yanak yanağa ilk temas, ilk öpücük, gözümden süzülen yaşlar, küçük ailemizin ilk fotoğrafları...
Odada bekleyen sevdiklerimiz ve neyse ki babamın bu anları hep videoya alışı...
2 gece hastanede kaldım annemle, ağrıkesici mucizesiyle çok keyifli geçirdim. Bebeğimi ilk gün koynumda yatırdım, biraz yabancıydık birbirimize ama benim olduğuna zamanla alıştım. Annem de aynı duyguyu yaşamış, demek ki hemen aşık olunmuyor diye düşünüyorum. Emzirdikçe ve bebeğim güzelleştikçe kaynaştık, bir olduk, anne-kız olduk...

Bebeğimle ilk 2 ay...

Canım kızımla ilk günlerimiz çok romantik olmadı...İlk 2 gün sezeryanın ağrısı, hareket kısıtlılığı, gün boyu süren rahim kasılmaları, sütün azlığı derken sonrasında başlayan ve 15 günümü alan başağrıları...
Yine de aralarda güzel geçirdiğimiz anlar vardı, en hoşuma giden biraz emip başını mememe koyup uyuması:) Bu yaklaşık 4 hafta sürdü, sonrasında hem büyüdü hem güçlendi...Oldukça otistik bir ay aslında, zaman zaman kas kaynaklı gülümseme hareketi dışında, az hareket eden, az uyanık kalan, kendi kendine geçirdiği  iki ay...
İlk ay ciltinde sivilcelenmeler oldu kızımın, her ne kadar öptürmesek ve öpsem de oldu işte. İlerleyip kaşlarda sarı kabuklanmalar da başlayınca Travacort krem sorunu halletti, bir daha da çıkmadı. Bu dönemde her gün banyo yaptırdık. Gözde hafif çapaklanma ve sulanma ise ilk aylarda bizimleydi. Göz kanalına masaj yapma ve Tobrex göz damlasını zaman zaman kullanma ile bu sorunu şimdilik azalttık. 10. günde Devit damla 4 ölçüye başladık, güneş çıktıkça 3 damlaya indik. İlk banyosunu kordonu düşünce yaptırdık, tabi yine annem yaptırdı:) 

Ürünleri Mustela ağırlıklı aldım, Sebamed losyon ve yağ da oldukça iyi geldi.


Mama olarak Aptamil'e başladık, biberon ise 2-3 değişiklikten sonra Bebe Dor'un Dr. Browns da karar kıldık. Dışarı çıkarken mama alanlar bebekler için bebe termosu kullanmaksa en büyük icat!
Emzik 2. günde verdik, ama tabi ki açlık için ağladı zamanlar kesinlikle doyurduk, zaten 1. haftadan sonra bunu ayırdetmek onun için de bizim için de kolay oldu.

Alt temizliğini kordon düşüne kadar pamuk ve ılık suyla yaptık, kordon düşüp ilk banyosunu yaptırdıktan sonra ise her kakasında poposunu yıkadım bebişimin...Pamuk olarak yine müthiş bir kolaylık olarak Mothercare pamukları!
Zaten rahat uyuyan bir bebekti ama ben önceden de annemle karar verdiğimiz gibi 'kundak' yaptım.Özellikle kolları hareket ettiremeyeceği şekilde sardık, ayaklar ise serbeste yakındı. Çok güzel kundak bezleri var, ama süslü olanları hiç önermem, 1 metrekarelik pamuklu, yumuşak dokulu düz bir kumaş en güzel kundak bezi oluyor.
Tırnak kesmek en büyük korkumdu:) Chicco'nun manikür setini alıp, içinde önce anlamadığım sonra neyse ki sorup öğrendiğim makas tipi olan pembeyi kullandığımda 'her işin kolayı varmış' diyip rahatladım...
Süt artırmak için binbir uğraş verdim, yedim, içtim, uyudum...Sonuç? Bence süt bünye işi, varsa gelir yoksa gelmez:) Sütüm yarı yarıya bebeğimi doyuruyor, yediğim içtiğim hiçbir şey ekstra etkilemiyor...

Ağrılar sızılar derken, bebeğimi sadece emzirmek için dik durabildiğim için, 15 gün annemle uyuduk:) Canım annem bel fıtığı ağrılarına rağmen hep yanımdaydı. Sonrasında da her gün koşa koşa gelip benle ve bebeğimle ilgilendi...
Çok yormayan bir bebeğim oldu, 3-4 saat uyuyan, gereksiz hiç ağlamayan, huzurlu ve sakin...Yeter ki sağlık olsun, yorgunluk yalan dolan...


Epidural sezeryan sonrası başağrısı

Bir başağrısı ama tarifi mümkün değil...tüm başınız yanıyor, mengene de sıkılıyor, yavaş yavaş boynunuza ve omuzlarınıza inerken ağrıdan ağlamaya başlıyorsunuz...İşte bu sıkıntı malesef yüzde 1-5 olarak olasılığı görülen durum başıma geldi. Eve geldikten 2 ya da 3 gün sonra başlayan bu anormal ağrının sebebinin epidural iğne olduğunu anlamak benim için zor olmadı. Çünkü anestezist 1. girişinde olmayınca tedirgin oldu ve bana sürekli 'kıpırdamamam gerektiğini' hatırlatmak zorunda kaldı. 2. defa girişinde sadece iğne ağrısı yaşadığımı ve bununla kalacağımı düşünürken, lohusalığımın yaklaşık 10 gününü başımı mümkün olduğu kadar yastıktan kaldırmayarak geçirmemle sonuçlandı.
İlk ağrılarda anestezisti aradım, ertesi gün hemen 'pıhtı yaması' yapabileceğini söyledi. Anestezi iğnesinin yarattığı stres yüzünden, pıhtı yaması prosedürü de beni korkuttu. Psikolojik olarak da çöktüm, sanki hep böyle kalacak, yataktan kalmayacak, pıhtı yamasında artık sakat kalacak...Ama korkunç ağrılar ve bakım bekleyen minicik bebeğim yüzünden ertesi gün erkenden hastaneye tekrar gitmem gerekti. 
Pıhtı yaması daha basit bir süreç, aynı sezeryan gibi duruş alıyorsunuz önelikle. Hemşire damardan kan alıp, hemen sırtınızda bekleyen anesteziste veriyor ve dr o kendi kanınızla dolu iğneyi dural bölgeye enjekte ediyor.  Ağrısız sayılabilecek bir müdahale...
Sonuç, evet sıkıntı geçti ve ben 3 gün sonra lezzetli bir kahvaltı yapıp bebeğimi doya doya kucağıma aldım.
Ama bebeğimi ilk muayenesine götürdüğümüz 5. gün hastanede ağrı hafif hafif gelip birden vurdu. Öyle ki sedye de yattım ve anestezistle konuşup tekrar kalçadan ağrı kesici almak zorunda kaldım. Tekrar pıhtı yaması yapılabileceği gibi eğer hiçbirşey yapılmasa da 1 haftaya geçeceği gerçeği karşısında bir şey yaptırmamaya karar verdim. Bu dönemde sürekli internetten araştırma yapmama rağmen yabancı kaynaklar yine daha tatmin ediciydi. Ordan edindiğim yardımcı bazı bilgilerle neler yapılabileceğini şöyle özetlemek istiyorum:
1- Epidural iğne yaparken KIPIRDAMAYIN! Canınız acıyacak buna hazır olun, hemşireden sizi sıkı tutmasını mutlaka isteyin.
2- Parol veya özellikle Minoset Plus dr kontrolünde kullanın.
3- Kafein içeren Cafergot emzirdiğiniz için kullanmayın.
4- Ağrı olduğunda mutlaka düz uzanın.
5- Kafein kullanın- kola, kahve, hazır kahve, türk kahvesi...(bebeğimde hiçbir huzursuzluk yaratmadı)
6-4-5 litre su içmeyi ihmal etmeyin