Tuesday 25 June 2013

Doğum zamanı geldi!

Evet, gel zaman git zaman ve gerçekten de zaman geçiyor, gidiyor...Son 2 haftaya kadar oldukça sağlıklı ve gezenti bir şekilde geçirdiğim hamileliğim iyice ağırlaşmıştı. Ağırlaşma, yorgunluk, kasılma ağrıları, uykusuzluk, sabırsızlık gibi durumları da peşi sıra getiriyor.
Gebeliğim boyunca ultrasonda bebeğin 'biraz iri' olduğu görülüyordu. Doktorum iriliğe rağmen normal doğum taraftarı olduğu için sezeryana beni yönlendirmedi. Ama artık muayeneler 3 güne düştüğünde, biraz şüpheye düşmüş ve 'sezeryan da olabilir'demeye başlamıştı. O kadar kasılmam oluyordu ki, sezeryan yerine normal yapabileceğimi düşünüyordum.
Ve zaman yavaşladı, çünkü beklenen tarihi geçmeye başladık...1..2...3...4...derken 5. gün kontrolümde, artık bebeğin iri olduğu da kesinse sezeryan istediğimi söyledim. Benim genelde kararlarım böyle ani olur, öyle ki eşim olmadan gittiğim bu kontrolden, 5 saat sonra sezeryana girmeye karar vermiş bir şekilde çıktım:)
Çok büyük bir heyecan, inanılmaz kıpır kıpır bir his yaşadım o beş saatte...
Yemek yememeyle başladım tabi o heyecana, arkadaşlara haber verdim, eşimi razı ettim, ailemi hazırladım derken...çantamızı alıp yola çıktık.
Bu arada önceden yazdığım gibi çevremde bir çok kişi epidural anesteziyle doğum yaptırmış olsa da ben normal doğum olacak diye, o konuya pek eğilmemiştim.
TOBB ETÜ'de doğum yapmak bir çok açıdan rahatlatıcı oldu, aslında korkularım azaldı diyemiyorum çünkü korku hissetmedim hiç:) Sadece bebeğimi görebileceğimi düşündüğüm kocaman bir heyecan bulutu...
Ameliyat önlüğü giyme, epidural anestezi için anestezi doktorunun gelmesi, iğne-uyuşma, tansiyon düşmesi, tekrar toparlanma, ameliyathaneye doğru gitmek için uzanma...bu kısımda önemli bir sorun yaşadım ama bunu bir sonraki yazıda yazacağım.
Sedyeyle odadan çıkarken, ailemin heyecanı, benim ağzımın kulaklarıma varması, pırıl pırıl gözler...son anda doktorumun eşimi de 'e gelmiyor musun' deyip alması en büyük süpriz oldu:) Eşimle sadece son anda fotoğraf çeker diye önceden konuşmuştuk ama bir baktım ki ameliyathanede, önlük ve maskeyle yanı başımda...Düşününce iyi ki gelmiş diyorum...Eşim kameraya çekiyor, anestezist başımda bana destek oluyor. 'Haydi bakalım, hop' derken belki 2 ya da 3 dakika sonra 'O bu bebek 2 aylık gibi' sesleriyle bebeğimin ağlayışını duyuyorum...Daha sonra kamerayı seyrettiğimde bundan sonra eşim gülmeye başlıyor, ben 'ahlar oflar' arasında 'bu bebek benim mi, kocaman, çok tatlı'diyerek ağlamaya başlıyorum...
bebeğin ilk muayenesi, bizim ortamıza verilmesi, yanak yanağa ilk temas, ilk öpücük, gözümden süzülen yaşlar, küçük ailemizin ilk fotoğrafları...
Odada bekleyen sevdiklerimiz ve neyse ki babamın bu anları hep videoya alışı...
2 gece hastanede kaldım annemle, ağrıkesici mucizesiyle çok keyifli geçirdim. Bebeğimi ilk gün koynumda yatırdım, biraz yabancıydık birbirimize ama benim olduğuna zamanla alıştım. Annem de aynı duyguyu yaşamış, demek ki hemen aşık olunmuyor diye düşünüyorum. Emzirdikçe ve bebeğim güzelleştikçe kaynaştık, bir olduk, anne-kız olduk...

No comments:

Post a Comment

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?